Mısır’da taarruza uğrayan HÜDA PAR’lı Dinç, yaşadıklarını Haberler.com’a anlattı

İsrail ablukasının kırılması için Gazze’ye yürüyen Mağrip Direniş Konvoyu’na katılmak üzere çeşitli ülkelerden Mısır’a ulaşan 40 aktivist güvenlik güçlerince alıkonuldu.

HÜDA PAR’LI MİLLETVEKİLİ FARUK DİNÇ, MISIR’DA HÜCUMA UĞRADI

Konvoya katılmak ve Refah Hudut Kapısı’na yürümek üzere Mısır’a giden HÜDA PAR Genel Lider Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç de İsmailiye kentinde güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaştı. Müdahale sonucu çıkan arbedede Dinç’in de ortalarında bulunduğu birtakım bireyler yaralandı. Başından yaralanan Dinç’in kanlar içerisinde kaldığı görüldü.

YAŞANANLARI HABERLER.COM’A ANLATTI

Gelişmenin akabinde Haberler.com yayınının konuğu olan HÜDA PAR’lı Faruk Dinç, Mısır’da yaşananları Melis Yaşar’a anlattı.

Dinç’in mevzuya ait açıklamaları şu formda:

“BURADAKİ İNSANLARIN ORTAK ÖZELLİĞİ VİCDANDIR, MERHAMETTİR, İNSANLIKTIR”

“Dünya ülkelerinden, 50’den fazla ülken beşerler Mısır’a akın etti ve buradaki maksat Refah Hudut Kapısı’nın açılması, Gazze’deki soykırımın bitmesi ve Siyonistlerin zulmünün sona erdirilmesi üzerine bir yürüyüştü. Buradaki insanların, iki gündür biz onlarla beraberiz, oturuyoruz. Çok farklı dinden, farklı etnik kümeden, farklı renkten aktivistlerle birlikteyiz. Ve buradaki insanların ortak özelliği vicdandır, merhamettir, insanlıktır. En çok da şahit olduğum bir bahis. Buradaki beşerler çok hassas, ve asla bir taşkınlık yapmıyorlar. Birden fazla da sağduyulu ne yaptığını bilen insanlardan oluşuyor.

“HEPİMİZİN PASAPORTLARINI ALDILAR”

Biz de alışılmış bu minvalde İsmailiye kentine girip İsmailiye kentinden Ariş’e, Ariş’ten de Refah’a yürüyüş yapılacak halde üç gün bir halde orada çadırlarla gece gündüz de yürüyüp Refah Hudut Kapısı’na yürüyüş yapacaktık. Lakin biz daha İsmailiye kentine varmadan ana denetim noktasında maalesef bizi o hususta engellediler. Ve orada hepimizin pasaportlarını aldılar. Orada da bekletildik. Natürel birtakım kardeşlerimiz o noktayı geçti bu sefer İsmailiye kentinde engellendiler.

“EN BÜYÜK GAYE ABLUKANIN KALKMASI, REFAH HUDUT KAPISI’NIN AÇILMASI”

Yani bunu net bir biçimde belirteyim. Yaptığımız bu yürüyüş mutlaka Mısır’a yönelik bir yürüyüş değil. Mısır’la alakası olan bir yürüyüş değildir. Bu yürüyüşün en büyük gayesi Gazze’deki soykırımı bitirmek ve Refah Hudut Kapısı’nı açmak. Yani bugün biz bu yürüyüşü yapmamızın en büyük sebebi hudut kapısının Mısır’da olmasıyla alakalıdır. Yoksa bu yürüyüşün Mısır’la bir alakası yok. Yani Gazze hududunda olmasıyla alakalı var. Bundan ötürü bu beşerler bu vicdan hareketi buradan başladı. Bundan ötürü çok kıymetli bir yürüyüştür. Bunu çok değerli buluyorum. Zira dünyanın dört bir yanında artık vicdan hareketi başlamış. İnsanlık artık haşlanmış. Yani burada şunu belirtmek istiyorum. Buradaki vatandaşların, buraya farklı ülkelerden gelen aktivistlerin en büyük maksadı ablukanın kalkması, Refah Hudut Kapısı’nın açılması. Buradaki yürüyüşler asla Mısır’a yönelik bir yürüyüş değildir.

“MISIR HALKININ BİRDEN FAZLA BİZİMLE TIPKI NİYETLERİ PAYLAŞIYOR”

Biz Burada Tatsızlıkların Çıkmasını İstemiyoruz. Biz öfkenin kesilmesini istiyoruz. Amacın Gazze olması gerekiyor ve Gazze’deki soykırımın bitmesi olmasını istiyoruz. Bunu net bir formda söz edeyim. Aslında Büyükelçiliğimizle de yetkililerle de bağlantıya geçtik. Biz onlara net bir formda tabir ettik. Yani bizim burada sizinle rastgele bir sorunumuz yok. Hatta Mısır halkının birçok bizimle tıpkı kanıları paylaşıyorlar. Birebir düşüncelerdedirler. Bundan ötürü buradaki sorun Mısır halkı değil, buradaki sorun aslında Gazze’ye yöneliktir ve Gazze’deki soykırımı bitirmeye yöneliktir.

“DURDUĞUM YERDE BANA KİMİ CİSİMLER FIRLATTILAR”

Ancak bu yürüyüşlerde maalesef çok zorluklar da yaşandı. Birtakım kardeşlerimiz gözaltına alındı. Birtakımı Mısır tarafından darbedildi. Ve ben durduğum yerde bana birtakım cisimler fırlattılar. Su şişelerini bu türlü büsbütün hukuksuzca salladılar ve biz yaralandık. Benim üzere diğer kardeşlerimiz de darbedildi.

“ARTIK BUNA DAYANACAK YÜREĞİMİZ KALMADI, VİCDANIMIZ PARÇALANIYOR”

Mısır hükümetine de bu vesileyle davetimiz şudur, bu yürüyüşün Mısır’la bir alakası yoktur. Mısır’la bir ilişkisi yoktur. Yalnızca Mısır Gazze’nin hududunda olduğundan ötürü ve Refah Hudut Kapısı Mısır’da olduğundan ötürü bu yürüyüş burada yapılıyor. Bu milletlerarası vicdan hareketi burada yapılıyor. Ve bu memleketler arası vicdan hareketi artık görülmelidir. Bunlara uygun tabanda müsaadeler verilmeli ve buradaki yansılar Mısır’a değil, buradaki reaksiyonlar Siyonist işgalci İsrail‘edir. Buradaki ortaya konulan yansılar aslında Gazze’deki soykırımın bitmesidir. Ve Gazze’nin huzur ve itimada kavuşmasıdır. Gazze’de katledilen çocuklar yürekten parçalıyor. Artık buna dayanacak yüreğimiz kalmadı, vicdanımız parçalanıyor.”

İSRAİL’İN İRAN’A SALDIRISI

Öte yandan Dinç, İsrail‘in İran’a yönelik hücumlarına ait de değerlendirmelerde bulundu:

“Yani şunu belirteyim, bizim bugüne kadar deneyim ettiğimiz kadarıyla Siyonist işgalci İsrail maalesef diplomasiden anlamıyor. Hiçbir hukuk, hiçbir unsur, hiçbir ahlak tanımıyor. Hakikaten şayet tanısaydı bugüne kadar çoktan bu soykırım dururdu. Fakat bugün İran’a yönelik saldırısı da olsun yahut Gazze’ye yönelik saldırısı da olsun bunların bu soykırımını yahut bu taarruzlarını durduracak tek bir şey vardır. O da İsrail’e karşı kullanılacak güç olacaktır. Lakin bunlar güçten anlar.

“KESİNLİKLE BUNLARA KARŞI BİR GÜÇ KULLANILMASI LAZIM”

“GAZZE’YE DOĞRULTULAN NAMLU ASLINDA ANKARA’YA DOĞRULTULMUŞTUR”

Yani masada askeri müdahale konuşulmalı. Şayet masada Siyonist terör şebekesi İsrail’le ilgili askeri müdahale konuşulmazsa bunlar tek tek ülkelere saldıracaklar. Biz biliyoruz ki bugün Gazze’ye doğrultulan namlu aslında Ankara’ya doğrultulmuştur, İstanbul’a doğrultulmuştur, Diyarbakır’a doğrultulmuştur, Türkiye’ye doğrultulmuştur. Bu sıkıntını bu biçimde okunması lazım.

“BU SİYONİST İŞGALCİ İSRAİL’E KARŞI NET BİR DURUŞ SERGİLENMESİ GEREKİYOR”

Çünkü bu Siyonist terör şebekesi İsrail, “Arz-ı Mev’ud” dedikleri topraklar var. Birinci Siyon Kongresi’nde aldıkları kararlar var. İşte bizim sonlarımız ta Kapadokya’ya kadar, Niğde’ye kadar deyip de kendine nazaran çizdikleri kelamda hudutlar var. Bunları göz önünde bulundurun. Bu Siyonist işgalci İsrail’e karşı net bir duruş sergilenmesi gerekiyor ve buna yönelik hakikaten aslında bir tarafıyla de yeni bir dünya tertibi gerekecek.”

About The Author

admin

See author's posts